Anka Yazı İşleri Müdürü Hakkındaki Ceza Davası Yarın Başlıyor
ANKA Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Mansur, Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını uygulamadığı için 14 Ekim 2020’de yaptığı “Türkiye’nin Gündemini Belirleyen Yargıç” başlıklı habere. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı yaptı. Çelik hakkında ceza davası açıldı. Davanın ilk duruşması yarın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
2 Haziran 2022’de Adalet Bakan Yardımcılığına atanan Akın Gürlek başkanlığındaki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkında oybirliğiyle verdiği kararı Türk yargısına inen kararla tanımadı. 13 Ekim 2020 tarih. Bir yerel mahkemenin en yüksek yargı organının kararını uygulamaması Türkiye’de bir ilk olduğu için bu kararı inceleyen çok sayıda haber yapıldı.
Ertesi gün, 14 Ekim 2020’de ANKA Haber Ajansı, “Türkiye’nin Gündemine Karar Veren Yargıç” başlığıyla uzun süredir yargı haberlerinde yaptığı yolu izledi ve başkanlığını İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bıraktı. Gürlek ve İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi. Ünlü siyasetçilerin karıştığı ‘medya’ davalarında medyanın verdiği kararları içeren, basın ve ifade özgürlüğü yüklü, imzasız, rutin bir haber yayınladı. Haberde görsel olarak Çağlayan Adliyesi’ne ait sadece bir fotoğraf yer aldı.
ANKA Yazı İşleri Müdürü Mansur Çelik’in Mart 2022’de Ankara’da polise ifadeye çağrıldığında bu haberle ilgili çok sayıda yasal işlem yapıldığı ortaya çıktı. 18 Mart 2022’de Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne giden Mansur Çelik’e İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgüt Suçları Soruşturma Bürosu 2021/79473 sayı ile soruşturma yürütüyordu.
“TÜRKİYE’DE BİR İLK OLDU VE BUNU YAZDI”
Mansur Çelik, imzasız, rutin bir şekilde yazılan haberle ilgili olarak polise şu ifadeyi verdi:
“Öncelikle ben bir gazeteciyim. Anayasamızın 26. maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, Anayasamızın 28. maddesinde basının özgür olduğu ve sansürlenemeyeceği yönünde en yüksek hüküm bulunmaktadır. 14.10 tarihli haber içeriği .2020 yayınlandığı zaman çok güncel ve tartışılan, İnternette her gün milyonlarca kişinin okuduğu bir gelişmedir.Bunun içeriği ve yaptığım haberler sayısız haber sitesinde yayınlandı.Milletvekili özgürlüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen siyaset yapma yasağını uygulamadı.Kararları bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi’nin ‘Bilmiyorum, bilmiyorum’ demesi Türkiye’de bir ilk. Uygula’ ve aksi yönde karar aldığı ve bu yönde olduğu bildirildi.
“YARGIÇLAR KARARLARINI KONUŞUR”
Biz gazetecilerin de güncel kurumsal ve siyasi gelişmeleri tüm vatandaşlarımıza anlayabilecekleri bir dilden anlatmak ve kamuoyunu aydınlatmak gibi bir misyonumuz var. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili olarak söz konusu mahkeme ve mahkeme başkanı hakiminin kararlarını oluştururken yorum, yönlendirme ve baskı anlamına gelebilecek herhangi bir haber yapmadım. Saygıdeğer mahkeme kararını açıkladıktan sonra tüm Türkiye’nin merak ettiği bu kararı biz de yorumladık ve bu nedenle karara imza atan değerli mahkeme başkanının ismi de haberimizde yer aldı. Kişisel özellikleri, fotoğrafları, ev adresi ve iletişim bilgilerinin hiçbirini bilmediğim için haberimizde yok. ‘Hakimler kararlarıyla konuşur’ unsuru ile yargılama sonucunda hakimlerin kararlarının haber konusu yapılması ve tartışılması çok doğaldır ve bu haber basın özgürlüğü kapsamındadır. Sayın Hakimi şahsen tanımıyorum, husumetim yok. Şimdiye kadar yazdığım tek haber bu.
“DGM DÖNEMİNDE POLİS, YARGI, GENEL KURAM İÇİN ŞİKAYET ETTİRDİM, HİÇBİR DOSYA AÇILMADI”
22 yıl görevde gururla görev yapmış, 1990 yılında emekli olmuş bir polisin oğluyum. Terörle Mücadele Kanunu’nun ne kadar değerli olduğunu çok iyi biliyorum. Devlet Güvenlik Mahkemeleri döneminde 1997-2002 yılları arasında Genelkurmay, emniyet ve yargıda raportör olarak çalıştım. O zamanlar ANKA Ajansı muhabiriydim. Meslek hayatımda 28. yılımdayım, bugüne kadar yaptığım hiçbir haber yalanlanmadı, dava konusu olmadı, soruşturma için muayene olmadım, ilk defa böyle bir ihbarda bulunuyorum. bir haber için açıklama Yargıtay Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’nin basın ve ifade özgürlüğü kararlarını okudum ve her zaman bu sınırlara uymaya çalıştım.
“AYM BİR KARAR DAHA ALDI, BAKANLIĞA VE HSK’YA GÖNDERDİ. HABER HALA GÜNCEL”
Bu haberden 12 gün sonra ortada haberini yaptığım mahkeme kararıyla ilgili Türkiye’nin bildiği bir gelişme oldu. Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 21.01.2021 tarih ve 2020/32949 sayılı başvuru ile oybirliğiyle yeni ihlal kararı alarak, sayın hakim başkanlığında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ayrıca Anayasa Mahkemesi ilk kez yeni bir başvuruda bulunarak ihlal kararının icra edilebilmesi için kararın birer örneğini hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hem de Adalet Bakanlığı’na ve HSK’ya gönderdi. Sonuç olarak, haber bugün bile yeniliğini korumakta ve birçok kuruluş tarafından rapor edilmektedir. Söz konusu mahkemenin rastgele bir üyesini, saygıdeğer lideri hedef almak niyetinde değilim. Söz konusu yasal düzenlemenin somut bir dayanağı olmadığını düşünüyorum, suçlamaları kabul etmiyorum.”
FİNANSAL HATA: HABER YAYINLANMADAN 7 AY ÖNCE İDDİA HAZIRLANDI
Polis sözcüsünün ardından 8 aydır Mansur Çelik’e ulaşan bir gelişme olmazken, 4 Kasım’da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi kabul ettiği ve ilk duruşma tarihini 22 Şubat 2023 olarak belirlediği öğrenildi. UYAP üzerinden alınan bilgiye göre, İstanbul Terör ve Organize Suçları Araştırma Bürosu Cumhuriyet Başsavcılığı OB tarafından ANKA Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Mansur Çelik hakkında hazırlanan iddianamede 17.03.2020 tarihinin yer alması dikkat çekiyor. Bu maddi hata, iddianamenin 14 Ekim 2020’de yayınlanan haberden 7 ay önce, 17 Mart 2020’de yazıldığı izlenimini yarattı.
“BİLİNMEYEN BİR GÖRÜŞMECİ TARAFINDAN E-POSTA YOLUYLA YAPILAN BİLDİRİM”
İddianamede, soruşturmanın başlaması için “Kimliği belirsiz kişi tarafından e-posta ile yapılan tebligatta, Akın Gürlek hakkında yapılan haberden şikayetçi olunduğu belirlendi” denildiği kaydedildi.
“TOPLUMU BİLGİLENDİRME BASIN ORGANLARININ TEMEL GÖREVLERİNDEN BİRİDİR”
İddianamede bilgi alma ve görüş bildirme özgürlüğüne ilişkin şu değerlendirmelere de yer verildi:
“Toplumun bilgi edinme özgürlüğü içinde, halkı bilgilendirmek ve özgür düşünceleri yaymak ve açıklamak yayın organlarının temel görevleri arasındadır. Niyet özgürlüğü kapsamında bu misyonunu gerçekleştireceklerdir. Haber alma özgürlüğünün en değerli unsuru, kanaat, fikirlerin özgürce ifade edilmesidir.Açıklama kavramı, kanaati savunmak, başkalarına anlatmaktır.Yayın hürriyetini yani basın hürriyetini de içinde barındırır. başkalarının özgürlükleri için geçerli olan diğer özgürlükler için de geçerlidir.
İfade özgürlüğü sadece içsel bir özgürlük değildir. Düşünce özgürlüğünün anlam kazanabilmesi için bireyin özgürce düşünebilmesi, düşündüklerini özgürce ortaya koyabilmesi ve başkalarına açıklayabilmesi gerekir. Bu nedenle düşünce açıklama özgürlüğü, düşünce özgürlüğünden farklı ele alınamayacak ve sınırlandırılmaya uygun olmayan bir yön oluşturmaktadır. Bu anlamda görüş açıklama özgürlüğü, bireyin düşünce, duygu ve kanaatlerini çekinmeden paylaşabilmesidir. Bunun için sözlü, çizgisel, yazılı, oyunlu gibi tüm iletişim araçlarını kullanmasına izin verilmelidir. Çünkü bu özgürlük sadece kişisel bir hak değil aynı zamanda toplumsal bir haktır. Bireyler tarafından fikirlerin özgürce ifade edilmesinde topluma faydalar vardır.”
“GÖRÜLDÜĞÜ VAKALAR, ÇALIŞTIĞI MAHKEMELER, TANI VE SOYADINA GÖRE FAYDALI BİLGİLER”
Savcının Terörle Mücadele Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve TCK 53 maddesi uyarınca kamu haklarının kısıtlanması/siyasi yasağı talep ettiği iddianamede, şu şekilde açıklanmıştır:
“Ağır ceza mahkemesi başkanı olarak Akın Gürlek, baktığı davaları, görev yaptığı mahkemeleri, ad-soyad gibi kimlik belirlemeye yarayan bilgileri, soruşturma konusu haberleri haber değerinin ötesinde açıklamıştır. mağdur Akın Gürlek, 3713 Sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtildiği üzere PKK silahlı terör örgütü, DHKP-C silahlı terör örgütü ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü hedef alma niteliğinde olup, niteliği taşımaktadır. Bu itibarla zanlı, terörle mücadele eden kişilerden ve hukuken koruma altındaki Akın Gürlek’e nişan alma eylemini gerçekleştirmiş olup, hakkında iddianame oluşturacak yeterli delil elde edilmiştir.”