Haber

Dda Demokrasi Çalıştayları Sonuç Raporunu Açıkladı: “Afet Bakanlığının Kurulması ve Tüm Atölyelerde İmar Affı Yasaklanması gündeme geldi.

CEREN BALA TEKE

Denge ve Kontrol Ağı (DDA), “Gözümüz Demokraside” kampanyası kapsamında düzenlediği demokrasi çalıştaylarının sonuç raporunu açıkladı. Raporda, “afet bakanlığı kurulması, imar affının yasaklanması ve 6 Şubat depremi sonrası yürütülen tüm işyerlerinde yapı denetim faaliyetlerinin artırılması” başlıkları ön plana çıktı. Öte yandan temel haklar alanındaki güncel tartışmalar, vurgulandı. İstanbul Sözleşme, 6284 sayılı Kanun’un kapsamının genişletilmesi, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ve hükümet baskısı özel başlıklar olarak öne çıktı. Ülke gündeminin en değerli sorunlarından biri olan ekonomik kriz, sorunları ve analiz önerileriyle katılımcıların öncelikli konusu oldu.

Denge ve Denetim Ağı (DDA), “Gözümüz Demokraside” kampanyası kapsamında 15 ilde düzenlenen 32 demokrasi çalıştayının sonuç raporunu bugün Ankara’da bir otelde düzenlediği lansman toplantısıyla açıkladı. Raporun sunumunu Prof. Dr. Emre Erdoğan yaptı. Lansman sonrası Doç. Berk Esen, Gazeteci Ceren Bayar, STK Yöneticisi Müjgan Suver ve Prof. Dr. Tanju Tosun’un katılımıyla bir panel gerçekleştirildi.

Raporun sunumunu yapan Erdoğan, şunları söyledi:

“Bence çok değerli bir tecrübe. 400 kişinin katılımıyla olan bir iş. Yapılır, yapılınca görürsünüz, çok zengin bir içerik çıkabilir. Siyasi yapı yerine tepeden tırnağa.” aşağıdan yukarıya ‘Doğru budur’ diyen uzmanlar, aşağıdan yukarıya eli sıcak, tecrübesi olan insanlar.Acı çekenler için, sahada bu sorunlarla karşılaşanlar için çok daha gerçekçi ve sağlıklı. bu musibetlere uğrayanlar, zarara uğrayanlar.”

“VATANDAŞ OLARAK KARŞILAŞTIĞIMIZ BİRÇOK SORUN HEPİMİZİ ETKİLİYOR AMA BU KONULARI KONUŞAMIYORUZ”

Raporun sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’de giderek derinleşen kutuplaşma siyasi bir araç olarak da karşımıza çıkıyor. Üstelik kutuplaşma bir yol olarak görülüyor. oy süreçte daha şiddetlidir. Siyasilerin telaffuzuna da yansıyan kutuplaştırıcı dil, vatandaşların seçimlerde rasyonel tercihler yapması önünde de değerli bir engel oluşturuyor. Vatandaş olarak yaşadığımız birçok sorun hepimizi etkiliyor ama bu sorunları dile getiremiyoruz. Kutuplaşmanın yoğun olduğu dönemlerde ise sivil toplum kuruluşları, farklı görüşlerden insanların müzakere edebildiği demokratik bir ortamın yaratılması açısından değerli bir işleve sahiptir. İstikrar ve Denetleme Ağı olarak sivil toplumun bu değerli işlevini dikkate alarak Demokrasi Atölyelerini geliştirdik. Farklı bakış açılarından vatandaşların hayatlarını etkileyen sorunlu alanları ve analiz önerilerini dile getirmelerini, müzakere etmelerini ve fikir birliğine varmalarını sağlamayı amaçladık.

“ÇALIŞTAYLARA KADIN KATILIMI ÇOK YÜKSEK OLDU”

Türkiye’deki kutuplaşma düzeyi dikkate alındığında, nihai raporumuza yansıyan veriler, toplumsal düzeyde gerekli koşullar ve motivasyon sağlandığında ‘ben’ ve ‘öteki’ ayrımının ötesine geçilebileceğini gösteriyor. Oy Siyasetin siyaset sürecinde ürettiği kutuplaştırıcı dil dikkate alındığında, toplumsal düzeydeki bu müzakere ve ortaklık potansiyeli, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin gerçekleştirilmesi açısından umut vericidir. Tüm katılım çalışmalarında olduğu gibi atölye çalışmalarına da kadınların katılımı oldukça yüksek oldu. İmza listelerinde yer alan 342 kişiden 196’sı kadındı. Öte yandan atölyelere 18-25 yaş arası 158 genç katıldı. Kuruluşumuzdan bu yana yürüttüğümüz tüm katılım çalışmalarımızda, farklı illerden daha fazla kadın ve gencin ihtiyaçları doğrultusunda etkinliklere katıldıkları verilerini elde ediyoruz. Bu çalışma ile dezavantajlı küme olarak değerlendirilen kümelere birden fazla kez ulaşmanın, taleplerini ve analiz önerilerini görünür kılmanın somut araçlar geliştirip doğru formüller oluşturduğumuzda daha kolay olduğunu deneyimledik. Çalışmanın yürütüldüğü illerin çeşitliliği, özellikle illerde aktif aktivistlerin ve sivil toplum kuruluşlarının varlığı ile doğru orantılıdır. Potansiyeli olan birçok il, sivil toplum çalışmalarında siyasi ortamın uygun olmadığı ve merkez illerle ilerleme kaydedildiği gerekçesiyle göz ardı edilirken, bu illerde gerçek kişi ve kuruluşlarla işbirliği yapıldığında yüksek katılımın sağlanması ve etkinin artırılması mümkündür. temas kurulur ve temas derinleşir. Demokrasi Atölyelerinde İzmir, İstanbul ve Ankara’nın nüfus oranları ile çalışmaya daha fazla katkı sağlasalar da bu illerde özellikle Van, Mardin, Konya ve Tarsus’taki yüksek katılım oranları, bölgede demokratik talepleri olan aktif vatandaşlarla birlikte hareket ediyor. kurumsal sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden ziyade. bir sonucu. Çalıştayların düzenlendiği bu illerde daha önce saha ziyaretlerinin düzenlendiğini de belirtmekte fayda var. Bu çalışma ile Türkiye’nin geleceğine dair bir vizyon oluşturmaya çalışsak da güncel ve yakıcı sorun alanları ve bunlarla ilgili yeni analiz önerileri tüm çalıştaylarda öncelikli verileri oluşturdu. Örneğin 6 Şubat depremlerinden sonra yapılan tüm çalıştaylarda Afet Bakanlığı kurulması, imar affının kaldırılması ve yapı denetim faaliyetlerinin artırılması başlıkları öne çıktı. Öte yandan, temel haklar alanında yeni tartışma alanları olan İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş, 6284 sayılı Kanun’un kapsamının genişletilmesi, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ve hükümet baskısı spesifik konular olarak öne çıktı. Ülke gündeminin en kıymetli sorunlarından biri olan ekonomik kriz, sorunları ve analiz önerileriyle katılımcıların öncelikli konusu oldu.

“DEPREMLE KENTLEŞMEYLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÖNERİLER DEĞİŞTİ, ANCAK BİLİM VE TEKNOLOJİYLE İLGİLİ ÖNERİLER AZALDI”

İstikrar ve Denetleme Ağı tarafından 2016-2017 yılları arasında gerçekleştirilen ve vatandaşların 2030 yılına ilişkin hayallerini ortaya koyan ‘Bir Türkiye Rüyası’ çalışmasının öncelikli alanları, ekonomi fırsat eşitliği ve gelir adaleti; tüm çocukların potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri ve bilimsel eğitim sağlayabilecekleri bir eğitim sistemi; herkesin kanun önünde eşit olduğu ve ifade özgürlüğünün sağlandığı bir hukuk sistemi; bilim ve teknoloji alanında güçlü bir Türkiye; Kaostan uzak, huzurlu, yüksek binaların olmadığı, yeşil alanların olduğu şehirler için talepler yarattı. Bu çalışmada ekonomi, eğitim ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan hukuk sistemi, toplumun ortak taleplerinde ilk üç sırayı korumakla birlikte, tekniğin farklılaşmasıyla birlikte kentleşmeye ilişkin sorunlar ve öneriler değişmiş, bilim ve teknolojiye yönelik öneriler azaldı. Öte yandan göçmen sorunu başta olmak üzere yetersizlik, çevre ve iklim konuları yeni alanlar olarak bu çalışmanın bulgularının arasına girmiştir. İstikrar ve Kontrol Ağı olarak siyasetteki kutuplaşmaya rağmen vatandaşların birbiriyle etkileşime girmesine, sorunlarını ve analiz önerilerini ortaya koymasına, demokrasi ortak paydasında müzakere etmesine olanak sağlayan çalışmalar kurgulamaya devam edeceğiz. Bu anlamda Demokrasi Atölyelerini bir ön çalışma olarak değerlendirebiliriz.”

Kaynak: ANKA / Güncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu